|
|
|
|
Cüney Arkın / Google Arama Motoru
|
|
|
|
|
|
|
|
Cüneyt Arkın Basın Takip
|
Eskişehir'den İstanbul'a doktor olmak için gelip artist olan, ardından yaşadığı ilk evliliğinde aradığını bulamayıp alkole sarılan Cüneyt Arkın için en büyük şans Betül Işıl'ı tanımak oldu.
Eskişehir bozkırındaki bol rüzgarlı Karaçay köyünde 7 Eylül 1937'de doğdu Cüneyt
Arkın. İstiklal Savaşı gazilerinden Hacı Yakup'tan olma, Halise'den doğma
Karaçay'ın Fahrettin'i yoksulluklar içinde büyüdü. 'Hedefim doktor olmaktı.
1958 yılında, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazanıp, İstanbul'a geldim.
Yorganımla, yatağımla ve tahta valizimle. Haydarpaşa'dan, tıpkı ilk filmim
'Gurbet Kuşları'ndaki gibi. Meğer o ilk gelişim, sinemadaki ilk rolümün de
provasıymış.'
Sonrasında, mecburi hizmetini yaptı Cüneyt Arkın. Çiçeği
burnunda bir hekim olarak hastalarına şifa dağıtmaya çalıştı. Sevdaya, aşka
ve flörte hiç zaman bulamayan Fahrettin, ilk esaslı aşkını da Tıp Fakültesi'nde
tanıştığı Güler Mocan'la yaşadı. Bu aşk onu evliliğe taşıdı.
|
'Güler'le
birbirimizi severek evlendik. İkimiz de hekimdik, mesleğin zorluklarına birlikte
göğüs geriyorduk. 1966'da kızımız Filiz doğdu. Her şey iyi gidiyordu. Taa ki,
Fahrettin'in yerine Cüneyt gelene kadar. Eskişehir Uçak Fabrikası'nda tabip
asteğmen olarak vatani görevimi yaparken yönetmen Halit Refiğ 'Şafak Bekçileri'
filmini çekmek için gelmişti. Göksel Arsoy, Nilüfer Aydan ve Leyla Sayar.
Onlarla tanıştım, yardımcı oldum, film olayını yaşadım. Sonra İstanbul'a gidip
gelmeye başladım. Evlendim ama gene bir İstanbul turunda Halit Refiğ yakaladı,
'Tam sana göre bir rol var' dedi. 'Gurbet Kuşları' filmiydi bu.'
Cüneyt
Arkın'ın gönlünde yatan aslanın adı avantürdü. O ara İstanbul caddelerinde bir
afiş vardır: 'Karaoğlan aranıyor!' Hemen harekete geçti Cüneyt Arkın. 'Suat
Yalaz'ın çizgi roman kahramanı Karaoğlan sinemaya aktarılacaktı. Suat Bey'in
kapısını çaldı ama 'Seni oynatmam, tipin avantüre yatkın değil' dedi. İnanılmaz
kamçıladı onu bu sözler. Ona inat avantüre dört elle sarıldı. Sonunda
'Malkoçoğlu' böyle doğdu. Ne var ki avantür nankördü, tehlikeliydi. Bunun
bedelini de hiç çekinmeden ödedi Cüneyt Arkın.
'İçimdeki başarma hırsı
gözlerimi öylesine kör etmişti ki, sonunda ölüme meydan okur bir hale geldim.
Vücudumda yaralanmadık yer kalmadı. Mesela, zigzaglı bir omuriliğim var. Hiç
kimsenin böyle bir omuriliği yoktur. 33 kemiğim avantür filmlerin izlerini
taşır.' Sonunda eşi Güler isyan etti.
'Güler haklıydı. Hiçbir kadın
böyle bir tempoya dayanamazdı. Düşünsenize, hiç boş zamanım yok. Sürekli film
çekimleri, Anadolu kentleri, hastaneler. Dayanamadı ve ayrıldık.' İşte
bundan sonra yalnızlık hissine kapılan Cüneyt Arkın içkiyle tanıştı. Fırtınalı
yılları da böylece başladı. Nerde akşam orda sabahtı hayat onun için. Film
setleri, içki ve olaylar. Cüneyt Arkın için en büyük şans Betül Işıl'ı
tanımaktı. Bu onun hayatında gerçek anlamda bir kilometre taşı oldu.
'1
Haziran 1968'de, bir arkadaş toplantısında tanıştık Betül'le. 1 Haziran 1969'da
nişanlandık. 22 Haziran 1970'te ise evlendik. Betül, alkol olayıma karşı çıktı.
Bu arada babalığa hazırlanıyorum ama ben eski hamam eski tas. Bir gece 'Ya içki
ya ben' diyerek önüme dikildi Betül 'Eğer alkolü bırakmazsan, karnımdaki çocuğu
aldırırım' dedi. Başka seçeneğim yoktu, alkolü bıraktım.' Şimdi mutlu bir
ailesi var Cüneyt Arkın'ın. Bu evlilikten olan Murat ve Kaan adlarında iki oğlu
oldu. Onun şimdiki hedefi bir an önce dede olabilmek.
|
http://www.haftasonu.com.tr/ask_hikayeleri/05629/
|
|
|
|
|
|