Cüneyt Arkın dükkanı
Üye girişi Üye olSiteye Üye Ol Arkın MarketArkın Market Detaylarım  

Cüney Arkın / Google Arama Motoru

Dünyayı Kurtarmadan Önce Resimler Yorum Yaz Yorum Oku Haberler Uzay  

İnsanoğlunun ilk uzaya açılıp aya gitmesiyle uzay çağı başlar. Uzay çağı dünyalılar için bir ilerleme çağıdır; binlerce yıl böyle yaşamışlardır.

Uzay çağı geçmiş, zaman ve yaşam galaksi çağına ulaşmıştı. Yüzbinlerce yıl geride kalmış, dünya ve gezegenler sistemi uzayda galaksi sistemine dönüşmüştü. Medeniyetler, tarihler geride kalmış, insanlar ilk çağlardaki gibi basit yaşamla yetinmeye başlamışlardı. Ve bütün güçleriyle ölümsüzlüğü bulmak, devamlı yaşamı sağlamak için amansız bir çalışma ve mücadeleye girişmişlerdi.

Bu çağlarda dünya milletleri, medeniyetleri, ırkları, dinleri ayrı devletler halinden çıkıp tek bir varlık haline geldiler. Tek bir dünyalının yayışları ve kavimleri galaksi çağının dünya insanlarını meydana getiriyordu.

Dünya çılgın bir nükleer silahlanmanın sonucu olarak yokolma tehlikesiyle karşı karşıya gelmişti. Dünya bu gibi tehlikeleri birkaç kez geçirmiş, hiçbir kuvvet dünyayı yok edememiş fakat dünya bazı zamanlarda parçalara ayrılmış, dünyadan kopan parçalar uzayda meteor taşları haline gelmişti.

Bazı gezegenlerde hayat devam etmekte, yaşam sürmekteydi. Ama nükleer savaş çok hızlanmıştı. Hükmetmek, daha güçlüolmak için bu güzel, mutlu dünya delice parçalanırken birden gizli ve çok güçlü bir düşmanla karşı karşıya kalındı.

Beş milyar yıl önce ışın ve enerjiden madde haline gelen dünyamız galaksi çağında lazer ışınlarının etkisiyle toz bulutları haline gelip parçalanmaktadır.

Bu düşman kimdi?

Hangi galaksideydi?

Bütün dünyalılar bu tehlikeye karşı tek bir silah kullandılar: insan beyin gücü ve iradesiyle birleştirilmiş bir tabakayla karşı koymaya başladılar.

İnsan beyin moleküllerinin sıkıştırılmasıyla oluşturulan bir tabaka dünyayı koruyordu.

Dünya her saldırı karşısında toz bulutu haline gelmekte, önündeki koruyucu kalkanın arkasına sığınmaktaydı.

Bu kalkanı delecek tek güç insan beyni ve iradesiyle yaratılacak bir silahtı. Ama gerçekte galakside bulunan dünya düşmanları silahları ne kadar güçlü olursa olsun, beyinleri yoktu. Dünya ve insanın değeri sonsuzlukta en büyük silahtı.

Dünyalılar bu bilinmeyen düşmanı aramaya başladılar. ama ne yazık ki gönderilen hiçbir savaşcı geri dönmedi. Dünyalılar toplandılar, kavimler biraraya gelip çare aradılar.

Tek çare düşmanı bulup savaşmaktı. en güçlü, en büyük iki türk savaşçısı ve diğer dünyalılar uzaya açılıp, bilinmeyen düşmana savaş ilan ettiler.

Bazı dünyalılar bu savaşa katılmadılar. Fakat hayal güçlerini gerçek ve mantıkla birleştiren her insan bu savaşa katılıp kazanmak azmindeydi.