Cüneyt Arkın dükkanı
Üye girişi Üye olSiteye Üye Ol Arkın MarketArkın Market Detaylarım  

Cüney Arkın / Google Arama Motoru

Şehit Analarına Mektup

Sen
Anadolu’sun Anam
Anadolu gibi alçak gönüllü
Ve Anadolu kadar kahırlı

Bereketin kocaman merhametindendir

Kıt sütünü emzirdin yiğidine
Bebeğin memleket kokar
Masum yüzünde gülücükler
Minicik elleri tarlada başak

Sütlü buğday kokar
Onu, ana bağrının sımsıcak şefkatli ve merhametiyle besleyip doyurdun
Göğsünde bir memleket büyüttün

Ana ellerin nasırlı, çatlak çatlaktır
Kına yakarsın
Kış için yiyecek toplamada odun kırmada tarlada, mutfakta, çamaşırda,
Ahırda hayatta öylesine iyimsersin ki.
Yoksul evini yaşama sevinciyle doldurursun.
Anadolu toprağı gibi sabırlı
Anadolu toprağı kadar mübareksin

Seneler ne kadar çabuk geçti

Yiğidin büyüdü memleket oldu
Babası gururlu, babası erkek
Yağmur, sel, kuraklık derken
Elleri boş kaldı
Sonra
Yiğidin kardeşlerini doğurdun
Bez yoktu, çaputlara sardın
İlaç yoktu, otlar buldun
Sütün yoktu, ninniler söyledin
Temiz su, ekmek de yoktu
Ama sen vardın

Sen
Anadolu Anası
Hesaba sığmaz yaşama cesaretin
Akıl almaz yaşama inadın
Ve uçsuz bucaksız iyimser sabrınla
Mucizeler yarattın
Kıraç topraktan başaklar
Bozkırdan taze fideler
Kuraklığın dibinden sular
Yoktan var edip
Ana bereketinden ekmekler ürettin
Evlatlarını besleyip büyüttün

Şimdi
Yiğidin sırtında küfe
Hamal
Yeri geldiğinde ırgat
Bulduğu her işte alın teri
Eve ekmek getiriyor

Baba hasta
Diğer bebeler eve yardımcı
Onlarda birer memleket
Sen hürriyet ve ekmek

Anam
Ve bir gün hayretle gördün ki
Yiğidin delikanlı olmuş
İşte o zaman
Ana yüreğinden ne güzel düğünler geçti
Bembeyaz gelinlik duvak
Misafirler, kına yakmalar, türküler, oyunlar, türlü türlü yemekler
Kazanlarda pişen kocaman etler
Ama garibin bir damatlık yorganı bile yok

Sen
Genç kızlığını yaşayamadın
Ve doya doya gelinliğini
İşte eski çeyiz sandığın
Genç kızlık hayalleriyle dolu
İçinde ne kalmışsa bir araya getirip
Garibim yiğidine
Ağlayarak, türküler söyleyerek
Damatlık yorganını diktin
Ne mübarek şeydir ana olmak

Ve
Anam…
Günü geldi
Yiğidin Mehmetçik oldu

Mehmetçiğine
Üşümesin diye ördüğün yün çorap, yün fanila, kalın mintan
Düğün bayram
Yiğidini askere uğurladın

Hasret başladı

Pişirdiğin yemekleri yiyemedin
‘yiğidim burada olsaydı, yeseydi’ diye boğazından geçmedi
Bıraktığı yamalı çoraplar
Yıkanmaktan rengi atmış mintanı, fanilası
Lime lime pantolonu, ceketi
Hatıralar
Ve çocuk resmi
Günde kaç kere sevip okşadın?

Gizliden ağlar
Onlarla, dertleşir konuşurdun
Günlerce hasretle mektup bekledin
Gecenin bir sesinde ayak sesi duydun mu
İçin ürperir
Kalkar, sabaha kadar deli divane yoksul evini dolaşıp dururdun
Gözün hep yollarda

Bir gün mektubu geldi yiğidinin
Mahzun yüreğine bayramlar geldi
Evin şenlendi
Memleket türküleriyle doldu
İçin ferahladı, genişledi
Uçsuz bucaksız Anadolu bozkırı kadar
El kadar bir zarf
Ama dünyalara bedel
Saatlerce titrek ellerinle açamadın
Açsan da okuyamazdın
Defalarca yiğidinin ellerinin değdiği
Kokusunun sindiği zarfı,
Yüzüne gözüne sürdün durdun

Mektubu
Yiğidinin bebekliğini öper gibi
Acıklı bir ana hasretiyle
Öptün, öptün

Anacığım
Aslında sen
Yiğit Mehmetçiğinin hep yanındaydın
Onu hiç yalnız bırakmadın
Uyurken, yemekte, talimde, nöbette
Ve hain p.k.k.’nın içinde ‘Allah… Allah’ naralarıyla dalıp, yardığında
Kurşun, ateş ve kan altında
Onları kovaladığında
Beraberdiniz
Yan yana

Ve
Yiğit göğsünden vurulduğunda da
Yanındaydın
Güler yüzlü
Kanlı başı
İlk
Senin ana göğsüne düştü
İnanamadın
Ana yüreğine kırgın demirler saplandı

Gök yarıldı
Dağlar yıkıldı
Denizler yandı
Dünya kor ateş

İçin yandı

Yeryüzünü korkudan donduracak
insanların yüreklerini
parçalayıp yakacak
dünyayı ateşe verecek
o dehşetli
ve korkunç

yavrusunu kaybetmiş bir ananın
kanlı acısıyla
öyle bir haykıracaktın ki
durdun…

kollarına düşmüş
yiğidin, evladın
sana o kadar güzel bakıyordu ki

ve
elleri
gencecik ellerini
tıpkı bebekliğinde olduğu gibi
göğsünde sütünü emerken
yaptığı gibi

ana bağrının sımsıcak şefkatinde
besleyip büyüten merhametine uzattı
dokundu
sevdi, sevdi
tarifsiz bir huzurla
son nefesinde
önce
‘VATAN’ dedi
Sonra
Senin, anasının mübarek adını söyledi
‘Anam Zeynep’
‘Sakın ağlama’

Analarım
Şehit anaları
Sizler
Artık ağlamayın
Kanlı gözyaşları dökmeyin

Şimdi bizler
Milletçe ağlayacağız
Zamanı geldi

Yıllarca hepimiz
Araba, ev
Kredi kartı, taksit maksit
Daha bir hayat diye diye
Delice koşuşturmaktan çıldırdık
Geriye dönüp bakmak
hiç aklımıza gelmedi

çoğumuzun hayalleri erken öldü
kırgın, bezgin, yorgun
ve şaşkın
çekildiler

bazılarımız
vur patlasın, çal oynasın
marka, altın takı
Amerika mamerika
Avrupa mavrupa

Ve bazı koca adamlar
Kocaman şirketleri
Kocaman paralarıyla
Mübarek topraklarımızı
Yeşili katlederek
Betonlaştırdılar

Siyasi partiler, hükümetler
Atatürk’ün yüce meclisinde
El kaldır, indir
Kanunlar çıkardılar
Topraklarımızı sattık, kiraladık
Yabancılara
Gazilerimizin kanlarıyla kutsallaşmış
Memlekette ne varsa

Bir yanda
Altın arayıcıları
Siyanür
Vatanda ne varsa
Ağacı, çiçeği, kuşu, böceği
Deresi, balığı, kuzusu, koyunu
Zehirlenip ölürken
Bir kısmımız
İktidar, koltuk, güç
Yalan dolan
Rüşvet, talan
Ve soygun
Zenginleşip
Paraya para demezken
Amerika
Avrupa

Analarım
Şehit anaları
Dünyada hiçbir gücün başaramayacağı bir şeyi
Yiğit evlatlarınız başardı
Şehit oldular

Türk milletinin şeref ve haysiyeti uğruna öldüler
Şeref ve haysiyetimizin var olduğunu anladık
Kanlarını bu topraklara akıttılar
Bir insanın canını seve seve bir şey uğruna vermesi
Ne büyük fedakarlıktır
Feragat
Ve sadakat
İşte bu yüzden ‘o şey’ kutsaldır
O şey ‘VATAN’dır
Evlatlarınız akıttıkları kanlarıyla
Bu toprakları VATAN yaptılar

Bir VATAN’ımızın olduğunu hatırladık
Ve
Bu VATAN’ın
Ne büyük acılar, kan, gözyaşı
Ölümler, çileler, kahırlar
Ve fedakarlıklarla var edildiğini
Tarihimizi hatırladık
Ecdadımızı

Evlatlarınız
Bizim için öldüler
Geleceğimiz, varlığımız
Çocuklarımız, analar, babalar
gelinler, kızlar, bebeler
ağaçlar, kuşlar, çiçekler, böcekler
hasılı bu topraklar için
toprağa düştüler

Onlar eşsiz birer VATANSEVER’dir
Onlar VATAN’dır
Kanları bayrak
Hür ve bağımsız Türkiye’nin bayrakları
Bu bayrakları
Türkiye’nin her yerinde gördüğümüzde
Korkularımızı silkeledik
Cesaretlendik
Yan yana geldik
El ele tek yürek olduk
Çoğaldık
Şimdi
Bayrak bayrak Türk halkı, hepimiz
Şehitlerimiz yanımızda
Şerefli, soylu, başı dik
Hür ve bağımsız bir Türkiye için yürüyoruz
Milletçe…
Evlatlarımız
Şehitlerimiz
Ve sizlerin sayesinde


Mehmetçiğim seni hiç tanımıyormuşum

Mehmetçiğim
Adını, rütbeni bilmediğim gibi
Çok yazık hakkında da hiçbir şey bilmiyormuşum
Ama bana kendini hiç anlatamadın ki

Ben
Sıcak odada rahat koltukta
Hem de para kazanarak
Altı saat çalışarak şikayet ederken
Sen
Yağmur, kar fırtına altında
Gece gündüz
Nöbet tutuyormuşsun
Bir memleket türküsü gibi
Hür ve coşkulu
Seve seve
Tarifsiz bir sorumluluk
Ne sadakatle
Bilmiyordum
Affet
Bana kendini hiç anlatmadın ki

Ben
Suyum soğuk olmadı mı
Yemeğim sıcak
Keyfimce bağırıp çağırarak
Şikayet ederken
Sen…

Hain kurşunlar altında
Yakıcı güneşin tam ortasında
Günlerce
Bir damla su içmeden
Bir lokma ekmeği çiğnemeden
Nefes almaya bile zaman bulamadan
Alnındaki, gözlerine düşen terleri de silemeden
p.k.k.katilleriyle vuruşuyormuşsun
bahtiyar ve çocuklar gibi neşeli
bilmiyordum
affet
bana kendini hiç anlatmadın ki

ben
rahat terliklerim ayaklarımda
serin salonda
koltuğuma uzanmış
televizyonu izlerken
sen
günler geceler uykusuz
ve haftalarca
ayaklarından postalları çıkarmadan
dağ, taş, yağmur, çamur
mayın, tuzak demeden
düşman kovalıyormuşsun

bir düğüne gider gibi
yiğit ve korkusuz
bilmiyordum
affet
ama bana kendini hiç anlatmadın ki

ben
gül tutarken elime diken batsa
acıdan haykırırken
sen
komutanım
çocukların, Mehmetçiklerin gencecik hayatlarını kurtarmak için
sipere düşen düşman bombasının üzerine atlamışın
patlamada ellerin paramparça
kopup düştüğünde
çocukların Mehmetçikler kurtuldu diye
neşeyle, sevinçle haykırmışsın
‘Hücum arkadaşlar, yanınızdayım.’

Bir baba merhametiyle
Anadolu merhametiyle
Hürriyet hasretiyle
Ve kan revan içinde

Bilmiyordum
Affet
Bana kendini hiç anlatamadın ki

İşte hepimiz
Para ve daha rahat bir hayat için koşturup dururken
Çoğumuz
Koltuk, iktidar, güç deyip
Yatlar, katlar
Yalan, dolan
Yağma, talan
Zenginleşirken

Sizler
Düşman karşısında ateş altında
Yırtık çoraplı, çorapsız yamalı mintanlı
Evlatlarınızı
Kırık camlı evinde üşüyen
Kadınlarınızı, analarınızı
Okuyamayan kardeşlerinizi
Yetmiş yaşında koşan evin ekmeği için koşan babalarınızı
Geride bırakmış
Vatan
Ve Türk milletinin şeref ve haysiyeti uğruna
Birbirlerinizle yarışırcasına
Önce atılıp
Gencecik vurulup toprağa düştüğünüzde
Kutsal bir görevi başarmış
Bahyitar
Bahçenizdeki fidana su verir gibi
Cömert
Bu memleketin kurtuluşundan başka hiçbir şey düşünmeden istemeden
Sade ve alçak gönüllü şehit olurken
Vatan sağ olsun dediğinizi
Bilmiyordum
Affedin
Bana kendinizi hiç anlatmadınız ki

Yabancılara satılıp kiralanan
Topraklarımız
Altın arayıcılarının
Siyanürcülerin
Ağaçlarını, kuşlarını, çimenlerini,
Böceklerini, çiçeklerini, sularını,
Balıklarını, kuzularını, yağmurlarını
Yıldızlarını, bereketini zehirleyerek
Öldürüp cehenneme çevirdikleri topraklarımız
İşte bu topraklar uğruna ölüp
Bu toprakları vatan yaptığını
Bilmiyordum
Affet
Bana kendini hiç anlatmadın ki

Mehmetçiğim
Ölümü hiçe sayan cesaretini, yiğitliğini
Vazifeni böyle kutsallaştırmanı
Hesaba sığmaz fedakarlıklarını
Sadakatini, uçsuz bucaksız vatan sevgini
Bayrak aşkını, memleket sevdanı
Bir Millet olarak haysiyet ve şerefimizi
Varlığımızı, geleceğimizi, gururumuzu
Ve hatta ahlakımızı
Akıttığın kanlarınla koruduğunu
Baştan aşağı memleket oluşunu
Hür ve bağımsız
Yeri geldiğinde
‘Ya istiklal ya ölüm’ diyeceğini
Bilemedim
Beni affet
Mehmetçiğim


Yiğidim, Aslanım, Şehidim

Yüzleriniz birer memleket
Gözlerinizde hasretler
Yiğidim aslanım
Şehitlerim

Postalındaki toz, vatan kokuyor
Üzerindeki kan şerefimiz
Anacığım kan ağlıyor

Kalk beni kucakla fidanım
Ya da yanına al
Baştan aşağı merhamet
Kınalı nişanlılar, dul eşler

Yetimler, öksüzler, gözyaşı
Onlar bize emanet

Yüzleriniz bir memleket türküsü
Gözlerinizde hürriyet
Yiğidim aslanım
Şehitlerim

Mertliğin destan
Bayrak oldun kurtuluşa
Gencecik toprağa düştün
Hepimizin şerefi adına

Rahat uyu yiğidim
Türk milleti senin ardında


Şehidlerimize Ağıt

Güle güle oğlum
Yiğidim, aslanım
Şehidim
Canım ciğerim
Evladım
Korkunç cesur ve kahramansın

Bu vatan, bu bayrak ve halkın için bu topraklara düştün.
Anana, babana, kadınına, çocuklarına veda bile edemeden gitmek.
Sen işte öyle gittin.
Yarinin eline dokunamadan, güzel yüzünü öpemeden, koynunda yazdığın son mektup.
Hasret ve sevda dolu
Kınalı gelin seni beklerken
Şehit oldun
Sen
Bu vatanın şerefi, hepimizin şerefi için öldün.
Korkunç yiğit ve kahramansın.
Analarımızdan belli.
Dünyalar kadar kocaman
Merhametli
Ve baştan aşağı Anadolu
Sabır, gözyaşı
Şefkatli elleri ana göğsünde bomboş kalmış
Yüreğinde kor ateşleri
‘Oğlum, vatana feda olsun’ diyor.
Nasıl bir destandan çıkıp gelmiş bu ana.
Hangi tarihte var böyle bir ana.
Hürriyetin ta kendisi
İnsanlığa ders olsun.
Yiğidim, aslanım
Şehidim
Canım ciğerim
Evladım
Son nefesini verirken o anda acaba ne düşündün?
Gözlerinin önünden neler geçti?
Sevdiklerinin yüzleri mesela...
Annenin kokusunu unutmamışsındır.
Mutlaka
Adını da fısıldamışsındır
‘Vatanım’ der gibi.
Memedim, Mehmetçiğim
Çiçekler açıyor Anadolu’da.
Bebeler doğuyor inadına.
Ekinler büyüyor.
Ekmekler pişiyor.
Çocuklar gülüyor, hür ve mesut
Sen işte bunlar için şehit oldun.
Şeref ve gururumuz adına.
Hala bir umut varsa Anadolu’da.
Sen olduğun içindir.
Yüreklerimiz bayrak, bayrak zafer
Bereketse bu memleket
Ümitlerimiz sonsuz
Anlımız ak.
Hürriyet ve ekmek
Hepsi senin adına.



BİLDİRİ

Ecdadımız, vatanımızı, kan, gözyaşı, ölümler, acılar ve büyük fedakarlıklarla kurdular.

Muhteşem bir tarih, eşsiz bir medeniyet yarattılar.

Bu tarih, bu medeniyet, bu vatan hepimizin.

Biz büyük bir milletiz.

Bu yüzden hepimiz kardeşiz.

Şimdi küstah dış güçler içerdeki gayri milli odaklar, kanlı ayrıcalıklı terörle kutsal vatanımızı, bölüp parçalamak bizi haysiyetsiz, onursuz sömürge bir millet haline getirmeye çalışıyorlar.

Bu hainliğeve ihanete karşı el ele, yürek yüreğe bir araya gelerek mücadele etmek, en şerefli görevdir.

Mubarek ecdadımıza olan borcumuzu ancak böyle ödeyebiliriz.

Yiğit şehitlerimizi minnet, şükranla bağrımızda saklıyoruz.

Yürekleri yanan ana babaların mübarek ellerini hürmetle öpüyoruz.

Şehitler, ölmez vatan bölünmez.